Bu Dünyadan bir Garip Geçti
Neşet Ertaş, Neşet Baba. Biliyorum ki onu anlatmaya bu sayfalar, kelimeler yeterli gelmeyecek. Bu sayımızda sevgili Neşet Baba’mızı anmak istiyorum. Dilim döndüğünce onu anlatmaya çalışacağım.
Müziğin bizi tanıştırdığı Ankaralı bir dostumla yirmi yıl öncesinde çok müzik dinler, çok konuşurduk. Telefonda yazışmak şimdiki kadar kolay değildi ama o dönemde Messenger imdadımıza yetişmişti. Ben İstanbul’da, o Ankara’da iki müzik seven adam. Bir şarkıda veya türküde akor geçişi, bir vokal farklılığı yakaladıysak değmeyin keyfimize, yorum yapar dururduk. Tam da bu zamanlarda ‘Garip’ belgeseli yayınlanmıştı. Sonrasında çokça Neşet Baba’nın bağlamadaki virtüözlüğünden, parmaklarındaki ahenkten, Türkülerindeki felsefi sözlerden muhabbet açıp konuşmuşuzdur. On parmak değilim belki ama klavyedeki hızım bundan olsa gerek. Lafı çok uzatmadan Neşet Ertaş’la birkaç dakikanızı alacağım.
Kırşehir’in Kırtıllar köyünde, babasının ikinci evliliğinden olan beş çocuktan biri olarak 1938 yılında dünyaya geldi. Babası Abdallık geleneği ve bozlak türünün ustalarından Muharrem Ertaş’tır. Kendi anlatımıyla; babasının yanında yaşı küçük olduğu için önce zil çaldığını, büyüyüp eli kaşık tutunca da düğünlerde kaşık çalmaya başladığından bahseder. İlkokula gittiği yıllarda da keman ve bağlama çalmayı öğrenmiştir. Babasıyla birlikte yörenin düğünlerinde bağlama çalıp türküler söyledi. Tek geçim kaynaklarının da özellikle düğünlerde çalıp söylemek olduğunu anlatır çoğunlukla. Her fırsatta babasıyla olan arkadaşlığını, onunla aynı ruhun insanı olduklarını hatırlatmıştır bizlere. Baba Muharrem Ertaş, kendisiyle yapılan bir röportajında Neşet’in her şeyi kendisinden öğrenmediğini, elbette kendi ustasından öğrendiklerini oğluna da aktardığını ancak oğlunun kendisini geliştirdiğini, kendi kendine de çok şey kattığını anlatmıştır.
İlk yaptığı bestesi olan “Anam Ağlar Baş Ucumda Oturur” türküsünün hikayesini şöyle anlatmıştır; Kırşehir’de düğünlerde çalgıcılar oda oda gezdirilirdi. Bir düğünde gezdirilirken evlerden birinde ölüm döşeğinde bir hasta yatmaktadır, bir kadın da (annesi) başında ağlamakta. Derler ki bu hastaya çalacaksın. Ben ne çalayım hasta insana der, olur mu öyle derken bir şeyler çalar. O olaydan çok etkilenir ve gecesinde bu eseri yazar. Hiçbir zaman da bu türkü benim bestem diye kimseye söylememiştir. Babası ile bir sohbetinde babasına; “baba ben bir şeyler yazıyorum, sonuna ne yazayım ne söyleyeyim” der? Babası da “bize garipler derler yavrum, gönül de gariptir” der. Bunun üzerine o günden sonra türkülerinde, eserlerinde Garip mahlasını kullanır. Buraya ayrıca eklemek isterim, Neşet Ertaş her fırsatta “Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız” diye belirtmiştir.
Tarih 1957 yılının sonlarını gösterdiğinde İstanbul’a gitmek üzere Kırşehir’den ayrılır. Cebindeki 2,5 lirayla Ankara’ya kadar gelir ancak yolun kalanına devam edecek parası yoktur. Otogarda gün boyu bağlama çalar ve nihayetinde biri onu İstanbul’a götürmeyi kabul eder. 2005 yılında yayınlanan Garip belgeselinde bu anısını anlatmıştır.
İstanbul’a gelir gelmesine de günlerce beş parasız dolanır durur, ilk günler her ne kadar para kazanmak için iş arasa da bulamaz. Sonunda karın tokluğuna çalışacak bir yer bulmaya çalışır. En nihayetinde Unkapanı plakçılar çarşısına gitmeye karar verir, orada Şençalar Plağın kapısında saatlerce bekler ve sonunda İsmail Şençalar onu dinlemeye karar verir. Babasının bir bozlağı olan “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” ü çalıp söyler. Bu bozlak o sırada orada olan Kadri Şençalar’ı çok etkiler hatta ağlatır da. Hemen nereden gelip nereye gitmektesin, aç mısın, susuz musun, nerede yatıp kalkmaktasın diye sorar.
Sonunda Neşet’i kolundan tuttuğu gibi Beyoğlu Saz’a götürür. Orada dinlerler ve yiyecek yemeği, kazanacak bir yevmiyesi olur. Tek gözlü bir de oda tutar kendine. Derin bir yalnızlık içerisinde başlar İstanbul hayatı. İlk plağı olan “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” Şençalar plaktan çıkar. Halk bu plakla tanır Neşet Baba’yı, bu arada geceleri Beyoğlu Saz’da sahnesini yapar, yemeğini yer döner tek göz odasına. Konserler de olur, saatler süren gazino sahneleri de. Gel zaman git zaman iki yıl kadar sürer İstanbul’daki serüven. Bu defa yolu Ankara’dır, burada Kazablanka Gazinosu'nda çalışmaya başlar. Öncesinde farklı tarzda müzisyen ve oyuncularla birlikte çıkar konser turnelerine, ardından tek başına çıkar çeşitli organizasyonlara. Bu sayede Türkiye'nin birçok şehrini ve ilçesini dolaşmıştır.
Bu sırada askerlik dönemi gelir, askerliğini 1962'de İzmir'in Narlıdere ilçesinde yapar. Askerlik sonrası Ankara’da Tavşancı lakabıyla bilinen ünlü saz yapım ustası Hüseyin Koluman ile tanışır. Ertaş, bağlamada duymak istediği tonu yakalamak için kendi kendine bağlama teknesi oyar. Bu arada önce bu saz dükkânına ortak olur, kısa süre sonra da tekrar Hüseyin Koluman’a burayı tümüyle devreder.
Çalıştığı günlerden birinde, Leyla isimli genç bir kız plaklardan ve radyodan tanıdığı Neşet Ertaş’la tanışmak için yanında başak bir kız arkadaşıyla saz dükkânına gelir. Neşet Baba, gönlünü kaptırır bu kıza ve kısa süre sonra evlenirler. Baba Muharrem Ertaş, kendisinden habersiz ve bilgisi dışında gerçekleşen bu evliliğe şiddetle karşı çıkmıştır. Sadece yedi yıl sürer evliliği.
1969 yılında TRT sanatçılarından oluşan bir ekiple konser vermek üzere gittiği Almanya dönüşünde kaza yapar. Ehliyetsiz araç kullanmaktan 3 ay hapse mahkûm olur. Hapishane günleri zor zahmet geçerken, “Bozkırın tezenesine geçmiş olsun” yazan imzalı bir kitap gelir. Bu kitabı yazarın kendisinin mi yoksa bir başkasının mı gönderdiği konusu imza sahibini hatırlayamadığı için uzun süre açıklığa kavuşmamıştır.
Yıllar sonra sanatçı, yazar ve Neşet Ertaş kitabı yazarı Bayram Bilge Tokel’e ve Kalan Müziğe ulaşan Erdoğan Atakar adında bir hayranı, Yaşar Kemal’in “Üç Anadolu Efsanesi” adlı kitabını, Karaköy’de aynı büroda çalıştıkları üç arkadaşıyla birlikte, “Bozkırın büyük tezenesine geçmiş olsun” yazarak imzalayıp gönderenin kendisi olduğunu bildirmiştir.
Yıl 1976, bir hayli yoğun tempoda çalışmaktadır. Yine her zamanki gibi sahneye çıkar ancak bu kez diğerlerinden farklıdır. Kendisinde bir gariplik olduğunu hissetmiştir. Sol el parmaklarını hareket ettiremez. O gece apar topar acile gider fakat yeterli ekipman ve doktor yoktur. Bu işten anlayan bir ortopedi doktoru bulunur, gecenin o saatinde tetkikler yapılır ama netice bellidir. Aşırı stres, sigara ve alkol kullanımına bağlı olarak felç geçirmiştir. İki yıl süren bir fizik tedaviden sonuç alamaz. Almanya'da işçi olarak çalışan ağabeyi Necati Ertaş’ın desteği ile tedavi olmak için Almanya’ya gider. Orada sanatçı kontenjanıyla kalır. Kısa süre sonra da çocuklarını yanına alır. 1979 yılından 2003 yılına kadar Almanya’da yaşamış ve 2003 yılında Türkiye’ye temelli dönüş yapmıştır. Almanya’da önce Berlin'e, sonra Köln'e yerleşir. Almanya’da gördüğü tedavilerden olumlu netice alınır. Türk işçilerin yoğun yaşadığı hemen hemen tüm şehirlerde konserler verir, düğünlerde sahne alır. YouTube platformunda eski videolarına denk gelmek mümkün. Almanya’da yaşadığı sürede yirmiye yakın albüm yayımlamıştır. Bu albümler Türkiye’de büyük bir hayran kitlesine hitap eder. Fakat telif yasalarının yetersizliği sebebiyle bu albümlerden pek bir gelir elde edememiştir. Ara ara Türkiye’deki televizyon programlarına konuk olmuş, memleketiyle hasret gidermiştir. Her nasıl olduysa Türkiye’de ölü olarak biliniyor o dönem. Hatta albümleri öldü diye korsan basılıp satılıyor, haliyle ne telif ne yüzde hak getire. Neşet Ertaş bu duruma çok üzülüyor. Tam da bu dönem Kalan Müziğin sahibi Hasan Saltık çıkageliyor. Neşet Ertaş’ın ölü olmadığını Türk televizyonculara duyuruyor. Neşet Ertaş bir röportajında “para kazanıyorsam Hasan Saltık sayesinde” demiştir.
Yıl 2000, hani Neşet Baba’nın o alçak gönüllülükle seyircisine “Saygısızlık olmasın, ceketimi çıkarabilir miyim?” sorusunu sorduğu konser; Harbiye Cemil Topuzlu açık hava konseri. Öncesinde Hasan Saltık bir avukat tutar, Neşet Ertaş’ın albümlerini korsan basan firmalardan ciddi miktarlarda tazminatlar alır. Türkiye’ye çağırdığı Neşet Ertaş’a teliflerini öder. Bu duruma çok şaşıran Neşet Ertaş ertesi gün gider notere bütün yayın haklarını Hasan Saltık’a devreder. Hasan Saltık kabul etmez, çoluğun çocuğun var diyerek iade eder hakları. “O zaman bu albümleri sen yayınla” der Neşet Ertaş. Tek şartı vardır Hasan Saltık’ın; açık havada konser vermesi. Her ne kadar yapamam edemem dese de bu konser tarihe geçmiştir.
2002 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından kendisine verilmesi uygun görülen “Devlet Sanatçılığı” unvanını “Hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık gibi geliyor” diyerek kabul etmemiştir.
2009 yılında Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında Türkiye Ulusal Envanteri’ne alınarak “Yaşayan İnsan Hazinesi” kabul edilen Ertaş’a, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Konseyi tarafından “Fahri Doktor” unvanı verilmiştir. Saz çalma tavrı ve tekniği, sesini kullanma ve türkü okuma üslubu, şair/ozan kimliği yanında havalandırdığı şiirlerinin edebî ve estetik değeri, repertuvarı, üniversite ve konservatuvarlarda ders ve tez konusu olmuştur.
Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği Kadıköy Plak Günlerinin, 2021 yılında gerçekleşen 5’incisi Neşet Ertaş anısına düzenlenmiştir. Bu etkinliğe gidebildiğim için çok şanslıyım.
Neşet Ertaş, 25 Eylül 2012 tarihinde prostat kanseri tedavisi gördüğü hastanede, yoğun bakıma alındıktan kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. Vasiyeti üzerine Kırşehir‘e, babası ve ustası Muharrem Ertaş’ın ayak ucuna defnedilmiştir. Bir müzik dehası, duayen sanatçı bu dünyada milyonlarca kişiye ilham oldu. Anadolu’nun ruhunu, kendi hissettikleriyle saza ve söze döktü.
Yattığın yer incitmesin Bozkırın Tezenesi.
“Döndü dolaştı, vatanına döndü Neşet Ertaş, Herkes dönecektir asli vatanına er ya da geç.”
Eserleri
1957-1979 Yılları arasında yaptığı kendisinin bile hatırlamakta zorlandığı birçok plak/albümden bazıları şunlardır:
- Aşk Elinden Ağlayan
- Bir Leyla Misali
- Ceylan
- Çoban
- Diloyloy Halay Havası (Köprüden Geçti Gelin)
- Engeller Koymuyor Yar Sana Varsam
- Giyindim Kuşandım Gittim Düğüne
- Hareli Gelin
- Hasta Düştüm
- Kıbrıs Destanı
- Sar Leyla Leyla
- Şeytanın Atına Binip Yeldirme
- Tor Şahin Misali
- Uyma Sakın
- Varıp Bir Kız On Yaşına Değince
- Vefasız Yar Aşkına (vay bana vah bana)
- Yardan Tatlısı Bulunmaz
- Yolcu
Albümleri
- 1957: Neden Garip Garip Ötersin Bülbül
- 1960: Gitme Leylam
- 1979: Türküler Yolcu
- 1985: Sazlı Oyun Havaları
- 1987: Türkülerle Yaşayan Efsan/ Deyişler Bozlaklar Türküler
- 1988: Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde
- 1988: Kendim Ettim Kendim Buldum
- 1988: Kibar Kız
- 1989: Hapishanelere Güneş Doğmuyor
- 1989: Sazlı Sözlü Oyun Havaları
- 1990: Gel Gayri Gel
- 1992: Şirin Kırşehir
- 1993: Kova Kova İndirdiler Yazıya
- 1995: Seçmeler 2
- 1995: Seçmeler 3
- 1995: Seher Vakti
- 1995: Altın Ezgiler 3
- 1995: Benim Yurdum
- 1997: Nostalji 1
- 1998: Ölmeyen Türküler 2
- 1999: Ölmeyen Türküler 3
- 1998: Gönül Yarası
Neşet Ertaş Külliyatı (17 serilik)
- 1999: Zülüf Dökülmüş Yüze 1/ Kayıt tarihi:1969-1974
- 1999: Gönül Dağı 2/ Kayıt tarihi: 1969-1974
- 1999: Zahidem /3
- 1999: Neredesin Sen/4
- 2000: Garibin Dünyada Yüzü Gülemez 5 /Kayıt tarihi: 1969-1974
- 2000: Niye Çattın Kaşlarını/ 6 Kayıt tarihi: 1969-1974
- 2000: Çiçekdağı /7 Kayıt tarihi: 1969-1974
- 2000: Ayaş Yolları/ 8
- 2000: Sevsem Öldürürler /9 Kayıt tarihi: 1974-1986
- 2000: Ağla Sazım /10 Kayıt tarihi: 1974-1986
- 2000: Hata Benim/ 11
- 2001: Dostlara Selam /12
- 2001: Sabreyle Gönül /13
- 2002: Yar Gönlünü Bilenlere /14
- 2002: Vay Vay Dünya/ 15
- 2003: Gurban Olduğum/16
- 2008: Neşet Ertaş 2008/17[2]
Belgesel
- Can Dündar, Garip: Neşet Ertaş Belgeseli, Kalan Müzik
- TRT İç Yapım, Bozkırın Tezenesi, TRT
- Cine5 İç Yapım, Portreler Neşet Ertaş belgeseli, Cine5
- Neşet Ertaş Belgeseli "Ah Yalan Dünyada" | At Yapım
- Neşet ERTAŞ Belgeseli | 25.09.2022 - TRT
Kaynaklar;
[Garip: Neşet Ertaş Belgeseli (2005)]
Sazın ve Sözün Büyük Ustası: Neşet Ertaş - Bayram Bilge Tokel
[Neşet ERTAŞ Belgeseli | 25.09.2022 - TRT]
https://yakegm.ktb.gov.tr/TR-258743/neset-ertas-1938-2012.html
https://www.kirsehir.bel.tr/haberler/bozlak-ustasi-muharrem-ertas-olumunun-35-yilinda-anildi
https://www.evrensel.net/haber/392301/muharrem-ertas-kimdir-muharrem-ertasin-eserleri
http://www.kirsehir.gov.tr/neset-ertas-ve-ozanlarimiz
https://www.kameraarkasi.org/yonetmenler/belgeseller/garip.html
https://www.kralmuzik.com.tr/biyografisi/neset-ertas
https://www.milliyet.com.tr/gundem/neset-ertas-kimdir-ve-nereli-buyuk-ozanin-hayat-hikayesi-6314803
https://interaktif.trthaber.com/2018/neset-ertas/index.html
https://www.haberler.com/neset-ertas/biyografisi/
https://www.gazeteduvar.com.tr/bir-tuhaf-adam-hasan-saltik-haber-1572299
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/itu-den-neset-ertasa-fahri-doktora-17633921