İNCELEME - BİR TOPLUM GERÇEĞİ OLAN “ÖTEKİ”NİN HİKAYESİ; “MUTLU BİR ROMANIN AŞK HİKAYESİ” - SAVAŞ AŞÇI
İlayda Abay’ın hem yazıp hem oynadığı, Cansu Ekici’nin yönettiği “Mutlu Bir Romanın Aşk Hikâyesi” oyunu Asmalı Sahne’nin düzenlemiş olduğu 2.Kadın Yüzler Festivali kapsamında bir kez daha sahnelendi.
Hikâye bir roman kızı olan karakterimiz Sevda’nın gerçek yaşamı ve iç dünyasındaki hayal alemi arasında geçiyor.
Bir ötekileştirme hikayesi izliyoruz ancak romanların, sahip olduğu imkanlarla mutlu olduklarına da şahit oluyoruz. Yoksunluklar, huzurlarını bozmuyor ve karakterimizin kendine koymuş olduğu lakaptaki gibi “mutlu” bir yaşam sürmeye devam ediyorlar. Başkalarının başına gelse dünyaları yıkılmış gibi üzülebilecekleri hadiseler onları etkilemiyor. Sanki her hadise, her felaket günlük yaşamlarının bir parçası gibidir. Birileri hapse giriyor, birileri kız kaçırıyor, kaçırılan kız bir başkasına kaçıyor fakat yaşamlarına yine hiçbir şey olmamış gibi devam ediyorlar. Sokak jargonunda ifade edildiği gibi, her şey onlara “çerez” gibi geliyor. Bu belki de yaşama tutunma şeklidir onlar için, belki bu tavrı göstermekten başka çareleri yoktur…
Toplum içerisinde, günlük yaşamda bir romanın hangi durumlarla karşılaşabileceğini, nasıl ötekileştirileceğini ve yok sayılabileceğini düşündürüyor oyun. Arka mahalle gerçeğini bir kez daha görüyoruz. Her varoş semtte arka mahalle vardır. Bu, roman mahallesi olunca diğer mahallelerin insanları için hep “onlar” sıfatı taşımaktadır. “Onlara”a kız verilmez, onlardan kız alınmaz, onlardan alışveriş yapılmaz… saymakla bitmeyecek gerçekleri seyircinin yüzüne vuruyor.
Mutlu Sevda, kendisini aşka, sevgiye kapalı gibi göstermeye çalışsa da gerçekte tam tersidir. Böyle olunca mutlu hayaller kurması da kaçınılmaz oluyor elbette.
Romanların olmazsa olmazları düğün dernek, oyun havaları, şarkılar, türküler oyun içerisine güzel serpiştirilmiş.
Karakteri çok olan oyunda tüm karakterleri İlayda Abay canlandırıyor ve bunu da çok iyi beceriyor. Oyunun sürükleyiciliği sayesinde odaklanarak izliyorsunuz. Oyunun geneli yüksek tempoda oynanıyor. Oyuncuyu bu konuda da kutlamak gerekir fakat ben bunlar dışında başka bir izlenimimden daha bahsetmek istiyorum; oyunu, sahneleri, oyunculukları izlerken İlayda Abay’ın onlarca farklı tipi, çeşitli karakterleri başarıyla oynayıp bundan sonra da sahnede büyümeye devam edebileceğini hissettim. Bu oyundaki performansı çok şey vadediyor. İlayda Abay’ı; Hıdrellez’den Keşanlı Ali’ye, Şekerpare’den Fosforlu Cevriye’ye kadar izlediğim birçok oyunda oynarken düşündüm ve bunlar dışında da kendisinden onlarca oyun ve karakter çıkabileceğini hissettim. Tek kişilik, altmış dakikalık bir oyunda kocaman bir oyunculuk sergiledi. Aynı karakterin içerisinde dahi çeşitli ruh halleri ve duygu değişimlerini net bir şekilde sahneledi. Oyunu kesinlikle tavsiye ediyorum, bunun yanında gelecek için çok büyük bir oyuncunun geldiğini hissediyorum. Sahnede bir yetenek izlediğimi düşünüyorum.
KÜNYE:
Yazar : İlayda Abay
Yönetmen : Cansu Ekici
Dramaturg : Emre Bilgiç
Müzik : Orhun Cebeci
Koreograf/Hareket Tasarım : Öykü Gürpınar
Kostüm Tasarım : Can Metin
Işık Tasarım : Damla Çamur
Işık Tasarım/Işık Operatörü : Görkem Örskıran
Afiş Tasarım/İletişim Danışmanı : İlyas Enes Süngü
SAVAŞ AŞÇI