DEMET KÜÇÜKKALE - HATIRLA ROMANI YORUMU - SAVAŞ AŞÇI
Toplumda "uyumsuz" görülen veya farklı olduğu için ortamdan uzak tutulan insanlar vardır. Bu kitaptaki ana karakterimiz de herkesin aynı olduğu toplumda herkes olmayı reddeden bir tavır içerisinde. Onun normali diğerlerine anormal geliyor ya da tam tersi…
Çocukluğunda ve yetişkinliğinde, dolaylı olarak içerisinde olduğu fakat bir sorumluluğunun bulunmadığı bazı tatsız hadiseler geliyor başına. Suçsuzken günah keçisi oluyor. Kimi bunu böyle görmese de karakterimiz kendi içinde böyle hissediyor. Kimi ise bunu doğrudan söylüyor kendisine. O da kendisini, her işi batıran biri gibi görüyor.
Savruk bir yaşam sürdüren karakterin, ailesinde kaybettiği insanların boşluğunu bir gün bir kadın dolduruyor. Sanki o andan sonra dünyasında ondan başka insan yokmuş gibi yaşıyor.
Her şeye rağmen güzel seven bir yanı var. Genel algının dışında bir de böyle, güzel seven adamlar da var fakat bunlar, insanlar tarafından doğru kişi, ideal kişi olarak görülmediği için tam yerlerini bulamazlar, değerleri bilinmez ve çoğunlukla yitip giderler. Ana karakterin Selin ile olan ilişkileri ideal ve imrenilesi bir ilişki. Ülkemizde, dönem itibarıyla az rastlanacak ve hatta ütopik denecek bir aşk yaşıyorlar.
Ana karakter 'Zeki ama çalışmıyor' diye adlandırılan kişilerden fakat onun yolu başka ya da varmak istediği yere, herkesle aynı yoldan gitmek istemiyor. Kalıpların dışında yaşayan bir karakter. Buna rağmen Selin dahil çevresindeki herkes kalıplara uyan tipteler.
Her şey yolunda giderken, bir tartışma, bir yanlış anlama her şeyi bir anda değiştiriyor. İlişki esnasında akla gelmeyecek, ancak gazetelerin üçüncü sayfasında rastlanacak durumlar gelişiyor. O ana kadar güçlü gördüğümüz karakter bir anda dağılıyor.
Kitabın yarısından sonrası başka bir hal alıp cinayet veya polisiye romana eviriliyor.
İlk sayfalardan itibaren akıcı ve merak uyandırıcı kitap ilerleyen sayfalarda daha çok merak ettiriyor kendisini.
Elinizden bırakmak istemeyeceğiniz bir kitap.