YASEMİN SEVEN ERANGİN - BİR CİNAYETİN SIRA DIŞI HİKÂYESİ "OĞUZ" - SAVAŞ AŞÇI
Dış görünümündeki bir olumsuzluk nedeniyle çocukluğundan itibaren "öteki" olmak zorunda kalmış Oğuz'un hikayesini okuyoruz. İlk başlarda bu olumsuzluğun ne olduğunu bilmeden, özellikle ikili ilişkilerinde yaşadığı zorlukları görüyoruz.
Aslında dış görünüşe önem vermediğini söyleyen toplumun riyakarlığını da görebiliyoruz. Bunun sonucunda da Oğuz'un hayatının bu olumsuzluktan, bu öteki olma durumundan nasıl etkilendiğini de...
Fiziksel görünümü nedeniyle kızlar tarafından hiç sevilmemiş, birisinin sevgilisi olamamış ve ortamın silik tipi olarak kalmış birinin hem iç dünyasını hem de sosyal yaşamında neler olduğunu aktarmış yazar. Karakterle empati kurduran bir kitap olduğunu söylemek gerek. Bu cümleyi yazma nedenim; karakterimizin ilerleyen sayfalarda, iş yaşamında yapacağı bir hesap görme durumu. Orada bile kendisine tam anlamıyla kızmak zor olabilir.
Kötülük, anneden ya da babadan çocuğuna da geçer mi?
Kitap, kötülerin hikayesini de anlatıyor bir bakıma. Aslında Oğuz'un hayatını okuyoruz fakat Oğuz'un yaşamındaki diğer insanların da yaşamlarını, iyilik veya kötülüklerine şahit oluyoruz. Kötünün, kötü olmasına sebep olan olay veya travmaları da okuyoruz. Kötüyü haklı çıkarmaktan ziyade psikolojik olarak bunun nedenlerini görüyoruz. Yani savunmadan ziyade bir durum ortaya koyulmuş, neden sonuç ilişkisiyle bir durum tespiti yapılmış. Yine de sondaki hadisenin nedenini çözemedim ve kendimce karaktere “bunu neden yaptın?” diye sormadan edemedim.
Tüm bunlarla birlikte çocukluğundan itibaren zor bir yaşamı olan Oğuz'un psikolojik sıkıntılarını ve bunların neden olduklarını okuyoruz kitapta ve birçok sorumuza da cevap alabiliyoruz.
Kitaptaki karakterlerin hemen hepsi hayatın sillesini yemiş, hayattan alacaklı kişiler. Ana karakterlerin hepsinin, ailelerinden kaynaklı sorunları olması ve bu sorunların onları psikolojik olarak olumsuz etkilemesi kitabın önemli noktalarından. Sık sık olumsuz bir durum görüyoruz fakat bunun nedenini de okuyoruz. Öyle olunca da tam karaktere kızacakken onunla empati yaparken buluyoruz kendimizi.
Sosyolojik eleştirileri olan, üzerine çok düşünülecek bir kitap. Adında “cinayet” kelimesi olması, cinayet veya polisiye romanı algısı oluşturabilir fakat değil. Cinayet ufak bir detay gibi kalıyor kitabın kurgusu içerisinde. Daha çok, toplum ve birey çözümlemesi ve eleştirisi gibi…